ASKERİ PERSONELİN LOJMANDAN YARARLANMAYA DEVAM ETMESİNE DAİR DANIŞTAY KARARI

Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan personelden yargılanmakta olanların lojmandan çıkarılmasına yönelik Yönerge hükmüne karşı açtığımız iptal davasında Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 24/09/2020 tarihli ve YD İtiraz No: 2020/271 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.

Bu karar çerçevesinde personelin lojmandan tahliyesine yönelik tüm tahliye emirleri hukuka aykırı hale gelmiştir.

Ayrıca yargılanmakta olan personelden hakkında YD kararı verilen söz konusu Yönerge hükmü nedeniyle lojmanı tahliye etmiş olanlar taşınma ve diğer maddi zararlarının tazminini idareden talep etmeleri mümkündür.

Lojmanı tahliye etmiş olanların taşınma ve benzeri maddi zararları istemekle birlikte yargı kararı gereği emsal bir lojmanın kendilerine tahsisini de istemeleri mümkündür. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Saygılarımla.

İLGİLİ DANIŞTAY KARARI ŞU ŞEKİLDEDİR:

T.C. D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

YD İtiraz No : 2020/271

İTİRAZ EDEN (DAVACI) :

VEKİLİ : Av. Neslihan Başkurt Kahriman

KARŞI TARAF (DAVALI): Milli Savunma Bakanlığı - ANKARA

VEKİLLERİ :

İSTEMİN KONUSU : Türk Silahlı Kuvvetlerinde ... üsteğmen olarak görev yapan davacı tarafından, MSY/319-2(B) Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi'nin Dördüncü Bölüm, 1. maddesinin değişik birinci fıkrasında yer alan; "haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile" ibaresinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada, Danıştay Onikinci Dairesince verilen; yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin 27/02/2020 tarih ve E:2019/4649 sayılı karara, davacı itiraz etmekte ve yürütmenin durdurulmasını istemektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 140 ve 141. maddeleri ile 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 65. maddesi, hükümlerine işaret edilerek, dava konusu düzenlemenin anılan Kanun hükümlerine aykırı olduğu, 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu'nun 7. maddesinde konuttan çıkarma sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığı ve yönerge ile buna ek sebepler getirilemeyeceği; ayrıca, 375 sayılı "657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Hakimler Ve Savcılar Kanunu, 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 5434 Sayılı T.c. Emekli Sandığı Kanunu İle Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması, Devlet Memurları Ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı Ve Kıdem Aylığı İle Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin Geçici 35. maddesinin (B) bendi kapsamına girenlerin ancak görevlerine son verilmesi durumunda kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edileceklerinin düzenlendiği, dava konusu düzenlemenin anılan bu hükme de aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ MUHAMMED ŞEKER'İN DÜŞÜNCESİ: İtirazın kabulü ile dava konusu düzenlemenin yürütmesinin durdurulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE : İLGİLİ MEVZUAT: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 140. maddesinde; "Haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan Devlet memurları da 138 inci maddedeki yetkililer tarafından görevden uzaklaştırılabilirler."; 141. maddesinde; "Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler... " hükümlerine yer verilmiştir.

926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun "Açığa çıkarılan, tutuklanan veya firar ve izin tecavüzünde bulunan, cezası infaz edilmekte olan subaylar hakkında yapılacak işlem:" başlıklı 65. maddesinde ise; "Açığa alınan veya tutuklanan subay ve askerî memurlar hakkında aşağıdaki esaslara göre işlem yapılır: ... f) (Değişik: 26/3/1982 - 2642/10 md.) Açığa alınan ya da tutuklananlar; 1) Hizmet eri tazminatından ve bu Kanunda öngörülen aile yardım ödeneği, mahrumiyet yeri ödeneği, doğum yardım ödeneği, ölüm yardım ödeneği, tedavi ve cenaze masrafları, yakacak yardımı, giyecek ve yiyecek (tayın bedeli) yardımı, tahsil bursları ve yurttan faydalanma, lojmandan faydalanma hükümlerinden yararlanmaya devam ederler..." hükmü düzenlenmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi'nin "Konuttan Çıkma, Konuttan Çıkarılma ve Konutun İadesi" başlıklı 4. Bölümünün 1.maddesinin (l) bendinde; "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile (ilave 17/05/2019) Türk Ceza Kanununun 221.maddesinden faydalanmak için başvuranlar kendilerine yapılan tebligat tarihinden itibaren bulundukları konutu 15 gün içerisinde tahliye eder. Söz konusu personel kimlikleri, MSB.lığı, Gnkur.Bşklığı ve Kuv.K.lıkları tarafından konut tahsis makamlarına bildirilir. Tebligat işlemleri ise konut tahsis makamları tarafından zaman geçirmeksizin yapılır. (ilave 29/06/2019)" kuralına yer verilmiştir.

375 sayılı "657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Hakimler Ve Savcılar Kanunu, 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu İle Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması, Devlet Memurları Ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı Ve Kıdem Aylığı İle Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"ye 25/7/2018 tarih ve 7145 sayılı "Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 26. maddesiyle eklenen Geçici 35. maddenin ilgili kısmı ise şu şekildedir:

"A) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun salt çoğunluğunca; Yargıtay daire başkanı ve üyeleri hakkında Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca; Danıştay daire başkanı ve üyeleri hakkında Danıştay Başkanlık Kurulunca; hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunca, askeri hâkimler hakkında Milli Savunma Bakanının başkanlığında, Milli Savunma Bakanı tarafından birinci sınıf askeri hâkimler arasından seçilecek iki askeri hâkimden oluşan komisyonca ve Sayıştay meslek mensupları hakkında Sayıştay Başkanının başkanlığında, başkan yardımcıları ile Sayıştay Başkanı tarafından belirlenecek bir daire başkanı ve bir üyeden oluşan komisyonca meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilir. Bu kararlar, Resmî Gazetede yayımlanır ve yayımı tarihinde ilgililere tebliğ edilmiş sayılır. Meslekten çıkarma kararlarına karşı ilgili kanunlarda yer alan hükümler uyarınca itiraz edilmesi veya yeniden inceleme talebinde bulunulması üzerine verilen kararlar da Resmî Gazetede yayımlanır ve yayımı tarihinde ilgililere tebliğ edilmiş sayılır. Bu kişiler hakkında alınan kararlar on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Görevden uzaklaştırılanlar veya görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları ve pasaportları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilir.

... B) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; 1) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi personel Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır. ... Bu fıkraya göre görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamaz. ..." Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin 2. fıkrasında, idari işlemin uygulanması hâlinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verileceği kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda yer verilen 657 sayılı Kanun hükümlerinden; görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurların sosyal haklardan yararlanmaya devam edeceği, benzer mahiyette 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na göre, açığa alınan ya da tutuklanan subay, astsubay ve askeri memurların da lojmandan faydalanmaya devam edecekleri anlaşılmaktadır.

Öte yandan, yukarıda metnine yer verilen 375 sayılı KHK'nın Geçici 35. maddesinin (B) bendinde de 926 sayılı Kanun'a tabî personelden yalnızca görevlerine son verilenlerin kamu konutlarından tahliye edileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Oysa aynı maddenin (A) bendi incelendiğinde; (A) bendi kapsamında kalan kamu görevlileri bakımından, göreve son verilme şartı aranmamış, görevden uzaklaştırılanların da kamu konutlarından tahliye edileceği ivedi bir tedbir olarak düzenleme altına alınmıştır.

Bu itibarla, mevzuatta Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli yönünden kamu konutlarından tahliye için göreve son verilme şartının öngörüldüğü, bu konuda açığa alınmanın ya da tutuklanmanın yeterli görülmediği, dolayısıyla görevden uzaklaştırılan Türk Silahlı Kuvvetleri Personelinin bu gerekçe ile kamu konutlarından tahliye edilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.

Ancak dava konusu edilen Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi'nde, yukarıda açıklanan kanuni düzenlemelere aykırı şekilde; anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenlerin 15 gün içerisinde oturdukları konutu tahliye etmeleri gerektiğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 124. maddesi hükmü uyarınca, Kanun koyucunun genel prensipleri belirlemesi koşuluyla düzenlenecek konunun uygulanması ve uygulamaya ilişkin ayrıntıların belirlenmesi amacıyla idareye tanınan alt düzenlemeler yapma yetkisi, yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, kanun, tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kaydıyla kullanılabileceğinden, üst hukuk normlarına aykırı olan dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı ve uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararların doğmasına yol açacağı sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, her ne kadar idarenin savunmasında; "Silahlı Kuvvetlerle ilgili maddi ve manevi değerde saklanması veya gizlenmesi gereken her çeşit bilgi veya tesisin personelin fikri veya fiziki kontrolünde olduğu, dolayısıyla personelin hassas ölçülerle değerlendirilmesinin başlı başına güvenlik önlemi sayılacağı, 15 Temmuz 2016 tarihinde Devlet aleyhinde gerçekleşen hain bir darbe girişiminde bulunulduğu, Anayasal düzenin, milli iradenin, hukuk devletinin, demokrasinin ve temel hak ve hürriyetlerin korunması, benzer bir girişimin tekrar etmemesi ve terörle mücadelenin etkin bir biçimde sürdürülebilmesi amacıyla OHAL ilan edildiği ve OHAL süresince birtakım ivedi tedbirlerin alınmasının zorunlu hale geldiği, kamu hizmetini yürütmekle görevli olan idarenin, milli güvenliğin ve Devletin devamlılığının sağlanabilmesi amacıyla birtakım tedbirler alması gerektiği " ifade edilerek, bu hususi durumun işlemin gerekçesi olduğu belirtilmekte ise de; 375 sayılı KHK'nın Geçici 35. maddesinde; idarenin savlarında belirtilen olağanüstü süreçle bağlantılı birtakım tedbirler düzenleme altına alınırken, kanun koyucu tarafından TSK personeli bakımından açığa alınmanın yeterli görülmemesi ve yukarıda metinlerine yer verilen 657 ve 926 sayılı Kanun hükümlerine istisna getirir nitelikte bir düzenleme yapılmaması karşısında bu savunmaya itibar edilmemiştir.

KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle;

  1. Davacının İTİRAZININ KABULÜNE,
  2. Danıştay Onikinci Dairesince verilen yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin 27/02/2020 tarih ve E:2019/4649 sayılı kararın kaldırılmasına,
  3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen şartların birlikte gerçekleştiği anlaşıldığından dava konusu düzenlemenin YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASINA, 24/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.